Sonntag, 5. Februar 2023

...

...Ruh bir kadın tarafından alnıma taş attı. Sisli ışık, öğleden sonra gökten karanlık odaya düştü. Geceleri çıplak ayakla koşarken bir çocuğun ayaklarımla karı denediğini hatırlıyorum. Rüyasında küçük erkek kardeşimi yakındaki bir okul binasının bodrum katında boğan anneme. Yarı yetişkin olarak sol kolumda damarlarımda nasıl yedi litre irin dolmuştu. Aklımda bir dev, kuzeyden yan kanal, ana çelenk ile iskelet olarak karşıdaki doktora gitti. Kemik parmaklarına iğne yapan doktor. İlk bilincimden beri bana zihnin dramasında destekleyici bir rol oynamamı sağlayan ruh, çünkü ben kendim yazar değilim. Beni her gün kendi gerçekliğine, ilkel yasalarına sokan ruh, alnımdaki Kabil'in bir işareti gibi. Yazınız bence büyük patlama öncesini anımsatıyor, buna benzer; hiçbir kitapta, ne hikâyelerde, ne de el yazması anlatımlarda olmayan. Büyükbabam asla rüyalarıma girmiyor çünkü atalarımın kökleri de ölülerin uykusuna, onları kör eden tek Tanrı Sözüne olan inançlarına bağlı. Kardeşlerim, rahmetli annem, babam ve diğer ruhani öğretmenler tarafından bana öğretilen kahverengi hikayeler. Ruhun bakımı, zihnine göre, Tanrı'nın elindedir. Bir taşı hareket ettirmek zorunda değilim. Ben yıldız tozundan yapıldım. Kısa bir süreliğine vaktim var...

*

…Die Seele warf, einen Stein, an meine Stirn durch eine Frau. Vom Himmel fiel das Nebellicht am Nachtmittag in das verdunkelte Zimmer. Ich kann mich erinnern, mit baren Füssen des Nachts, als Kind den Schnee mit meinen Füssen im Laufschritt prüfte. An meine Mutter, im die meinen jüngeren Bruder im nahen Schulhaus im tiefen Keller im Traum erwürgte. Wie sich in meinen Adern, am linken Arm als halb Erwachsener, mit sieben Liter von Eiter füllte. Ein Riese in  meinem Verstand, den Nebenkanal aus dem Norden, mit einem Hauptkranz dem Gegenüber zum Arzt als ein Skelett begab. Der Arzt der ihm eine Spritze in Knochenfinger verabreichte. Die Seele die mir seit dem ersten Bewusstsein, mich im Drama des Gemüts, indem ich nicht der Autor selbst bin, eine Nebenrolle zu spielen habe. Die Seele die mich in ihrer Wirklichkeit, tagtäglich ihre Urgesetze, wie ein Kainsmal an die Stirne setzt. Ihre Schreibweise, in mein Bewusstsein, die an die Zeit vor dem Urknall erinnern, die dem ähneln; was in keinen Büchern steht, weder in den Geschichten und den handgemachten Erzählungen. Meine Grossväter kommen in meinen Träumen nie vor, weil meine Vorväter auch im Totenschlaf verwurzelt sind, in einem Glauben an den ein Wortgott, der sie blind gemacht hat. Die braunen Geschichten die meine Geschwister, meine verstorbene Mutter, mein Vater und andere spirituelle Lehrer, mich unterrichteten. Die Sorge um die Seele,  nach ihrem Verstand sei so in Gottes Hand. Ich muss keinen Stein bewegen. Ich bin aus Sternenstaub gemacht. Ich bin Zeit für eine kurze Zeit…

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen